22 Nisan 2009 Çarşamba

Boğalar Dondurma Sever

Görevlinin kendine ait kısmını yırtıp geri kalanını bana geri uzattığı bileti alıp filmi beklemek için oturucak yer ararken kızıl bir ışığa yakalandım. Beyazın üstüne kızıl bir ışık. Işığın beni kendisine çektiğini hissettim. Yanıldım. Ben çekiyormuşum. Potansiyel bir müşterinin ışığıyla. Kızıl stand kızının beyaz teni de saçları kadar parlaktı. Çillerine dikkat kesildim beni ürünü denemem için ikna etmeye çalışırken. Reddedmiycektim ürünü denemeyi, ta ki dondurma sözcüğünü duyuncaya dek. Sakin bir şekilde "Valla boğazım ağrımasa yerdim." dedim. Yemezdim. Gidip standın arkasındaki boş iki sandalyeden birine oturdum. Standın arkasının ne kadar karlı bişiy olduğunu geç olmadan farkettim. Kızıl, kalçalarını saran pantolonuyla adeta konser veriyordu. Gözlerim göte gidiyorlardı. Ben kaçırdıkça onlar gidiyorlardı. Üstelemedim, kendi hallerine bıraktım. Hatta ben de onlara ayak uydurdum ve beraber göte gittik.

Ben Alis'in harikalar diyarında saatimi kaybetmişken dört adet penis aniden sahneye dalıp saati söylediler bana. Beynim dört penise açıklama getirmek için çalışırken gözler de yardım amaçlı bütüne odaklandı. Dört penisli bir inekti bu. Hayır, memeleri olan bir inekti. Bir inekti yani. Ama iki ayak üzerinde duran. Maskottu bu, ürünün maskotu. Kızıl ve inek iyi iş birliği yapıyorlardı. İkisi de çekiciliklerini konuşturarak müşteri çekiyordu. İnekle, ürünü tatmış müşteri poz veriyor, kızıl fotoğraflarını çekiyor ve bir dakkaya fotoğrafı çıkartıp müşteriye veriyordu. Kızılinek operasyonunu tebessümle izlerken sağ kulağıma gelen "Oturabilir miyim acaba?" sorusuyla irkildim. Aynı tebessümümle kafamı sallayıp iznini verdim mor çoraplı kıza. Kızıl, yeni kan kokusu almış olucak ki arkasını aniden dönüp bize doğru yaklaştı. Mor Çorap'a ürünü denemek isteyip istemediğini sordu. Mor, utana sıkıla kabul etti teklifi. Dondurmasını aldıktan sonra dört penisli inekle fotoğraf çektirmek isteyip istemediğini sordu bu sefer Kızıl. Mor, utana sıkıla biraz da kızara yine geri çevirmedi Kızıl'ı.

Olanları izlerken tebessümümün deformasyona uğradığını hissettim. Gözlerim kurallara uymuyordu. Şaşırmışlardı. Nasıl oluyordu da dört cinsel organı olan bir inek masama kadar gelmiş bir kızı kaldırıp şu anda sarmaş dolaş fotoğraf çektirebiliyordu? İlla yanımda bi hatun mu dolaştırmalıydım. Yoksa dört tane penisim mi olmalıydı? Ben bunları düşünürken Mor Çorap tekrar karşımdaki yerini almıştı. Ama bu sefer dondurması ve onu yerkenki insanı tahrik edecek kadar kuvvetli şapırdatmayı da yanında getirmişti. Gözlerim yeniden kendi halinde göte gitmeye, kulaklarım ise şapurdatmaya odaklandı. Bi süre sonra bu kadar cinsel uyarıcıya dayanamayıp, orgazm olmaya ramak kalmışken yerimden kalktım. İki işbirlikçinin arasından ustaca sıyrılıp sağ salim salonun yolunu tuttum.

mert

1 yorum:

  1. bu baya güzel bir yazı. şiirden ziyade daha fazla düz yazı da yazmalısın.

    YanıtlaSil